Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

(üzerinden) atmak

  • 1 перекидывать

    несов.; сов. - переки́нуть
    1) сов. перекида́ть atmak

    переки́дывать дрова́ с грузовика́ на зе́млю — kamyondaki odunları birer birer yere atmak

    2) сов. переки́нуть atmak

    переки́нуть мяч через сте́ну — topu duvarın üzerinden atmak

    Русско-турецкий словарь > перекидывать

  • 2 fling off

    çıkarıp atmak, izini kaybettirmek, dağıtmak, yaymak, üzerinden atmak, silkinip atmak, binicisini atmak
    * * *
    elinden kurtul

    English-Turkish dictionary > fling off

  • 3 abschieben

    ab|schieben
    irr
    I vi sein ( fam) ( weggehen) çekip gitmek
    II vt
    1) ( abrücken) iterek uzaklaştırmak ( von -den); ( Schuld) atmak ( auf -e);
    die Verantwortung \abschieben sorumluluğu üzerinden atmak
    2) ülkeden sürmek; ( ausweisen) sınır dışı etmek;
    jdn über die Grenze \abschieben birini sınır dışı etmek;
    unerwünschte Personen \abschieben istenmeyen kişileri sınır dışı etmek, istenmeyen kişileri ülkeden sürmek
    3) ( loswerden) başından atmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > abschieben

  • 4 abwerfen

    ab|werfen
    irr
    I vt
    1) ( Reiter) üzerinden atmak; ( Geweih) düşürmek; ( Blätter) dökmek; ( Bomben) atmak
    2) ( Gewinn) bırakmak
    3) ( Karten) oynamak
    II vi sport ( vom Tor) kale vuruşu yapmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > abwerfen

  • 5 перебрасывать

    несов.; сов. - перебро́сить

    перебро́сить мешо́к че́рез плечо́ — çuvalı omuzlamak

    2) в соч.

    перебра́сывать мост че́рез ре́ку — nehir üzerinde köprü kurmak

    3) (переводить куда-л.) nakletmek, geçirmek; kaydırmak ( войска); ulaştırmak (доставлять что-л.)

    Русско-турецкий словарь > перебрасывать

  • 6 cast off the old adam

    günah işleme eğilimini üzerinden atmak

    English-Turkish dictionary > cast off the old adam

  • 7 slough

    n. su birikintisi, gölet, bataklık, batak, umutsuzluk, üzüntü, ölü deri, değiştirilen deri, soyulan deri, gömlek (yılan)
    ————————
    v. deri değiştirmek, kabuk bağlamak, pul pul olmak, üzerinden atmak, sıyrılmak

    English-Turkish dictionary > slough

  • 8 cast off the old adam

    günah işleme eğilimini üzerinden atmak

    English-Turkish dictionary > cast off the old adam

  • 9 slough

    n. su birikintisi, gölet, bataklık, batak, umutsuzluk, üzüntü, ölü deri, değiştirilen deri, soyulan deri, gömlek (yılan)
    ————————
    v. deri değiştirmek, kabuk bağlamak, pul pul olmak, üzerinden atmak, sıyrılmak

    English-Turkish dictionary > slough

  • 10 entledigen

    entledigen* [ɛnt'le:dıgən]
    vr ( geh)
    sich etw gen \entledigen bir şeyden kurtulmak; ( einer Verpflichtung) üzerinden atmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > entledigen

  • 11 buck

    erkek geyiksiçan; antilop; sorumluluk; bir dolar,(at, vb.) dört ayagi üzerinde ziplamak; (binicisini) üzerinden atmak

    English to Turkish dictionary > buck

  • 12 cast off

    çıkarıp atmak, reddetmek, atmak, avara etmek, üzerinden etmek, tahmin etmek (yazının uzunluğunu)
    * * *
    1) (to untie (the mooring lines of a boat).) çözmek, alarga etmek
    2) ((also cast aside) to reject as unwanted.) atmak
    3) (in knitting, to finish (the final row of stitches).) son sırayı örmek, bastırmak

    English-Turkish dictionary > cast off

  • 13 снимать

    несов.; сов. - снять
    1) almak; indirmek; çıkarmak; sökmek

    снима́ть паути́ну — örümcekleri almak

    снять карти́ну (со стены́) — tabloyu indirmek

    снять ры́бу с крючка́ — balığı iğneden çıkarmak

    снять кастрю́лю (с огня) — tencereyi ateşten almak / indirmek

    снять но́мер с автомаши́ны — arabanın plakasını sökmek

    снима́ть су́дно с ме́ли — gemiyi yüzdürmek

    снять пальто́ — paltoyu (sırtından) çıkarmak

    снять сапоги́ — çizmeyi (ayağından) çıkarmak

    снять очки́ — gözlüğünü çıkarmak

    снима́ть оса́ду — muhasarayı kaldırmak

    снима́ть арест на иму́щество — юр. haczi kaldırmak / fekketmek

    э́тот запре́т снят — bu yasak kaldırıldı / kalktı

    снять печа́ть — mührü açmak / fekketmek

    снять с себя́ отве́тственность — sorumluluğu üstünden atmak

    5) almak; soymak

    снима́ть пе́ну — köpükleri almak

    снима́ть сли́вки с молока́ — sütün kaymağını almak

    снима́ть грим — makyajını silmek

    снима́ть шку́ру с овцы́ — koyunu yüzmek

    снима́ть ко́жу с апельси́на — portakalı soymak

    снима́ть я́блоки — elma devşirmek

    снима́ть после́дние помидо́ры — domatesi bozmak

    снима́ть урожа́й — ürün kaldırmak

    снима́ть бо́льший урожа́й с той же пло́щади — aynı toprak / alan üzerinden daha fazla ürün almak

    7) воен. çekmek

    снять полк с грани́цы — alayı huduttan çekmek

    8) görevden almak; işten çıkarmak ( увольнять)

    снять кого-л. с рабо́ты / с занима́емой до́лжности — görevinden almak

    судья́ снял его́ с соревнова́ний — hakem onu diskalifiye etti

    9) kaldırmak; geri almak

    снять свою́ кандидату́ру — adaylığını geri almak

    снять пье́су с репертуа́ра — oyunu sahneden kaldırmak

    10) almak, çıkarmak

    снима́ть ко́пию с докуме́нта — belgenin suretini / kopyasını almak / çıkarmak

    снима́ть ка́рту ме́стности — arazinin haritasını almak

    снима́ть отпеча́тки па́льцев — parmak izlerini almak

    11) resim çekmek / çıkarmak; filme almak ( на киноплёнку)

    снима́ть фильм — filim çekmek

    сними́ нас — resmimizi çek

    сце́на, кото́рую они́ снима́ли киноçevirdikleri sahne

    12) tutmak

    снима́ть да́чу — yazlık tutmak

    ••

    снять показа́ния с кого-л.birinin ifadesini almak

    как руко́й сня́ло́ — birebir geldi

    холо́дная вода́ как руко́й снима́ет уста́лость — soğuk su yorgunluğa birebirdir

    снима́ть боль — ağrıyı kesmek

    Русско-турецкий словарь > снимать

  • 14 spill

    n. düşürme, üzerinden atma, düşme, düşüş, tutuşturma kâğıdı, tutuşturma tahtası, tıkaç, tapa
    ————————
    v. dökmek, saçmak, serpmek, akıtmak, dökülmek, saçılmak, düşürmek, üstünden atmak (at), açığa vurmak, söylemek
    * * *
    1. dök (v.) 2. dökme (n.)
    * * *
    [spil]
    past tense, past participle - spilt; verb
    (to (cause something to) fall or run out (usually accidentally): He spilt milk on the floor; Vegetables spilled out of the burst bag.) dökmek; dökülüp saçılmak

    English-Turkish dictionary > spill

  • 15 vault

    yeralti mezari; kubbe; atlama; kemer yapmak, kemer atmak; üzerinden atlamak

    English to Turkish dictionary > vault

См. также в других словарях:

  • üzerinden atmak — 1) sıkıntı veren bir iş veya durumdan kurtulmak 2) işi başkasına devretmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kündeden atmak — 1) güreşçi, rakibini belinden kavrayıp kendi üzerinden aşırarak arka üzeri atmak 2) mec. aldatarak tuzağa düşürmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üzeri — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı Bunların üzerinden ustalıkla atlayarak gemiye doğru yürüdü. S. F. Abasıyanık 2) Varlık, kimlik Bu sözler, Mebrure nin üzerinde derin ve kuvvetli bir tesir bıraktı. P. Safa 3) Bir şeyin görülen yanı,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kesmek — i, er 1) Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak İpi kesmek. 2) Dibinden ayırmak Ağaçları kesmek. Dalları kesmek. 3) Düzgün parçalara ayırmak Eti kesmek. Patatesi kesmek. 4) Kesici bir araçla yaralamak Nasıl sol… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sünger geçirmek — (bir şeyin üstünden veya üzerinden) silip atmak, unutmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»