-
1 перекидывать
несов.; сов. - переки́нуть1) сов. перекида́ть atmakпереки́дывать дрова́ с грузовика́ на зе́млю — kamyondaki odunları birer birer yere atmak
2) сов. переки́нуть atmakпереки́нуть мяч через сте́ну — topu duvarın üzerinden atmak
-
2 fling off
çıkarıp atmak, izini kaybettirmek, dağıtmak, yaymak, üzerinden atmak, silkinip atmak, binicisini atmak* * *elinden kurtul -
3 abschieben
ab|schiebenII vtdie Verantwortung \abschieben sorumluluğu üzerinden atmak2) ülkeden sürmek; ( ausweisen) sınır dışı etmek;jdn über die Grenze \abschieben birini sınır dışı etmek;unerwünschte Personen \abschieben istenmeyen kişileri sınır dışı etmek, istenmeyen kişileri ülkeden sürmek3) ( loswerden) başından atmak -
4 abwerfen
-
5 перебрасывать
несов.; сов. - перебро́ситьперебро́сить мешо́к че́рез плечо́ — çuvalı omuzlamak
2) в соч.перебра́сывать мост че́рез ре́ку — nehir üzerinde köprü kurmak
3) (переводить куда-л.) nakletmek, geçirmek; kaydırmak ( войска); ulaştırmak (доставлять что-л.) -
6 cast off the old adam
günah işleme eğilimini üzerinden atmak -
7 slough
n. su birikintisi, gölet, bataklık, batak, umutsuzluk, üzüntü, ölü deri, değiştirilen deri, soyulan deri, gömlek (yılan)————————v. deri değiştirmek, kabuk bağlamak, pul pul olmak, üzerinden atmak, sıyrılmak -
8 cast off the old adam
günah işleme eğilimini üzerinden atmak -
9 slough
n. su birikintisi, gölet, bataklık, batak, umutsuzluk, üzüntü, ölü deri, değiştirilen deri, soyulan deri, gömlek (yılan)————————v. deri değiştirmek, kabuk bağlamak, pul pul olmak, üzerinden atmak, sıyrılmak -
10 entledigen
entledigen* [ɛnt'le:dıgən]vr ( geh) -
11 buck
erkek geyiksiçan; antilop; sorumluluk; bir dolar,(at, vb.) dört ayagi üzerinde ziplamak; (binicisini) üzerinden atmak -
12 cast off
çıkarıp atmak, reddetmek, atmak, avara etmek, üzerinden etmek, tahmin etmek (yazının uzunluğunu)* * *1) (to untie (the mooring lines of a boat).) çözmek, alarga etmek2) ((also cast aside) to reject as unwanted.) atmak3) (in knitting, to finish (the final row of stitches).) son sırayı örmek, bastırmak -
13 снимать
несов.; сов. - снять1) almak; indirmek; çıkarmak; sökmekснима́ть паути́ну — örümcekleri almak
снять карти́ну (со стены́) — tabloyu indirmek
снять ры́бу с крючка́ — balığı iğneden çıkarmak
снять кастрю́лю (с огня) — tencereyi ateşten almak / indirmek
снять но́мер с автомаши́ны — arabanın plakasını sökmek
снима́ть су́дно с ме́ли — gemiyi yüzdürmek
2) çıkarmakснять пальто́ — paltoyu (sırtından) çıkarmak
снять сапоги́ — çizmeyi (ayağından) çıkarmak
снять очки́ — gözlüğünü çıkarmak
3) kaldırmakснима́ть оса́ду — muhasarayı kaldırmak
снима́ть арест на иму́щество — юр. haczi kaldırmak / fekketmek
э́тот запре́т снят — bu yasak kaldırıldı / kalktı
снять печа́ть — mührü açmak / fekketmek
снять с себя́ отве́тственность — sorumluluğu üstünden atmak
5) almak; soymakснима́ть пе́ну — köpükleri almak
снима́ть сли́вки с молока́ — sütün kaymağını almak
снима́ть грим — makyajını silmek
снима́ть шку́ру с овцы́ — koyunu yüzmek
снима́ть ко́жу с апельси́на — portakalı soymak
6) devşirmekснима́ть я́блоки — elma devşirmek
снима́ть после́дние помидо́ры — domatesi bozmak
снима́ть урожа́й — ürün kaldırmak
снима́ть бо́льший урожа́й с той же пло́щади — aynı toprak / alan üzerinden daha fazla ürün almak
7) воен. çekmekснять полк с грани́цы — alayı huduttan çekmek
8) görevden almak; işten çıkarmak ( увольнять)снять кого-л. с рабо́ты / с занима́емой до́лжности — görevinden almak
судья́ снял его́ с соревнова́ний — hakem onu diskalifiye etti
9) kaldırmak; geri almakснять свою́ кандидату́ру — adaylığını geri almak
снять пье́су с репертуа́ра — oyunu sahneden kaldırmak
10) almak, çıkarmakснима́ть ко́пию с докуме́нта — belgenin suretini / kopyasını almak / çıkarmak
снима́ть ка́рту ме́стности — arazinin haritasını almak
снима́ть отпеча́тки па́льцев — parmak izlerini almak
11) resim çekmek / çıkarmak; filme almak ( на киноплёнку)снима́ть фильм — filim çekmek
сними́ нас — resmimizi çek
сце́на, кото́рую они́ снима́ли кино — çevirdikleri sahne
12) tutmakснима́ть да́чу — yazlık tutmak
13) ( в карточной игре) kesmek••снять показа́ния с кого-л. — birinin ifadesini almak
как руко́й сня́ло́ — birebir geldi
холо́дная вода́ как руко́й снима́ет уста́лость — soğuk su yorgunluğa birebirdir
снима́ть боль — ağrıyı kesmek
-
14 spill
n. düşürme, üzerinden atma, düşme, düşüş, tutuşturma kâğıdı, tutuşturma tahtası, tıkaç, tapa————————v. dökmek, saçmak, serpmek, akıtmak, dökülmek, saçılmak, düşürmek, üstünden atmak (at), açığa vurmak, söylemek* * *1. dök (v.) 2. dökme (n.)* * *[spil]past tense, past participle - spilt; verb(to (cause something to) fall or run out (usually accidentally): He spilt milk on the floor; Vegetables spilled out of the burst bag.) dökmek; dökülüp saçılmak -
15 vault
yeralti mezari; kubbe; atlama; kemer yapmak, kemer atmak; üzerinden atlamak
См. также в других словарях:
üzerinden atmak — 1) sıkıntı veren bir iş veya durumdan kurtulmak 2) işi başkasına devretmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kündeden atmak — 1) güreşçi, rakibini belinden kavrayıp kendi üzerinden aşırarak arka üzeri atmak 2) mec. aldatarak tuzağa düşürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzeri — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı Bunların üzerinden ustalıkla atlayarak gemiye doğru yürüdü. S. F. Abasıyanık 2) Varlık, kimlik Bu sözler, Mebrure nin üzerinde derin ve kuvvetli bir tesir bıraktı. P. Safa 3) Bir şeyin görülen yanı,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kesmek — i, er 1) Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak İpi kesmek. 2) Dibinden ayırmak Ağaçları kesmek. Dalları kesmek. 3) Düzgün parçalara ayırmak Eti kesmek. Patatesi kesmek. 4) Kesici bir araçla yaralamak Nasıl sol… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sünger geçirmek — (bir şeyin üstünden veya üzerinden) silip atmak, unutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük